Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nu ile sonsuz esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Son ders programımızda, İsa’nın, ölmeden önce öğrencileri ile birlikte yediği son akşam yemeği ile ilgili bilgi edindik. Rab İsa’nın, on iki öğrencisine, aralarından birinin O’nu ele vereceğini ve düşmanlarına teslim edeceğini bildirdiğini işittik. Aynı zamanda İsa’nın yemeleri ve içmeleri için öğrencilerine, ekmeği ve kaseyi de verdiğini gördük; İsa, onlara, ekmeğin, bir kurban olarak vermek üzere olduğu Bedenini ve içinde üzüm suyu bulunan kasenin ise, dökmek üzere bulunduğu Kanını temsil ettiklerini açıkladı. İsa, böylelikle öğrencilerine yine dünyaya gelmesinin nedeninin günahı uzaklaştıran ve sonsuz yaşam sağlayan Kanını dökmek olduğunu gösterdi.
Bu gün Müjde’yi okumaya devam etmeyi ve tapınak nöbetçilerinin O’nu tutukladıkları gece Rab İsa tarafından söylenmiş olan derin ve harika sözlerden daha fazlasını dinlemeyi planlıyoruz.
Yuhanna Müjdesi’nin on ikinci bölümünü okuyoruz. İsa, Yaşamını verme zamanının gelmiş olduğunu bilerek öğrencilerine şu sözler ile konuştu:
(Yuhanna 14) 1 Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı’ya iman edin, bana da iman edin. 2 Babam’ın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim, çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. 3 Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım. 4 Benim gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz. 5 Tomas, ‘Ya Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, yolu nasıl bilebiliriz?’ dedi. 6 İsa, ‘Yol, Gerçek ve Yaşam Ben’im’ dedi. ‘Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez. 7 Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız. Artık O’nu tanıyorsunuz, O’nu gördünüz.’ 8 Filipus, ‘Ya Rab, bize Baba’yı göster, bu bize yeter’ dedi. 9 İsa, ‘Filipus’ dedi, ‘Bunca zamandır sizin ile birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan Baba’yı görmüştür. Sen nasıl, ‘Bize Baba’yı göster’ diyorsun? 10 Benim Baba’da, Baba’nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11 Bana iman edin; ben Baba’dayım. Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.
15 ‘Beni seviyorsanız, buyruklarımı yerine getirirsiniz. 16-17 Ben de Baba’dan dileyeceğim. O, sonsuza dek sizin ile birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O, aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 18 Sizi öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim. 19 Az sonra dünya artık beni görmeyecek, ama siz beni göreceksiniz. Ben yaşadığı için siz de yaşayacaksınız. 20 O gün anlayacaksınız ki, ben Babam’dayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim. 21 Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim. 22 Yahuda – İskariot değil – O’na, ‘Ya Rab, nasıl olur da kendini dünyaya göstermeyip bize göstereceksin?’ diye sordu. 23 İsa ona şu karşılığı verdi: ‘Beni seven sözüme uyar. Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onun ile birlikte yaşarız. 24 Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni gönderen Baba’nındır. 25 Ben daha aranızdayken bunları size söyledim. 26 Ama Baba’nın benim adım ile göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. 27 Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.
Rab İsa bu sözleri ile öğrencilerinin yüreklerini rahatlattı ve onları gerçekleşmek üzere olan olaylar için hazırladı. İsa’nın, öğrencilerine, Yardımcı ile ilgili olarak neler ilan ettiğini işittiniz mi? Bu konuyu tam olarak anlamanız hayati önem taşımaktadır, çünkü bu gün bazı kişiler İsa’nın sözlerini çarpıtıyorlar ve insanların İsa’nın başka bir peygamberin gelişini duyurduğuna inanmaları için gayret ediyorlar. Ancak İsa’nın Yardımcı hakkında söylediklerinin bir peygambere ya da herhangi bir insana işaret ediyor olması mümkün değildir, çünkü İsa bu Yardımcının İsa’nın gerçek öğrencilerinin içinde yaşamak üzere gelecek olan göz ile görünmeyen bir ruh olduğunu söyledi.
Bu Yardımcı kimdir? Rab İsa, Yardımcı’nın kim olduğunu bize açıkça anlatıyor. İsa’nın ne söylediğini tekrar dinleyelim:
“Ben de Baba’dan dileyeceğim. O, sonsuza dek sizin ile birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. O, içinizde olacaktır. Sizi öksüz bırakmayacağım; size geri döneceğim. Baba’nın benim adım ile göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.” (Yuhanna 14:16-18, 26)
Aynı soruyu tekrar soralım: İsa’nın öğrencilerine vaat etmiş olduğu bu Yardımcı kimdir? Bu Yarımcı Tanrı’dan gelen ve İsa’nın içinde bulunan Kutsal Ruh’tur. O, Tanrı’nın ve İsa’nın Ruhu’dur. O, Tanrı’nın, İsa Mesih’e Kurtarıcıları ve Rableri olarak iman eden herkesin yüreğine yerleştireceği Kutsal Ruh’tur. İsa, öğrencilerine, Kendisi öldükten, tekrar dirildikten ve gökyüzüne geri döndükten sonra onları yeniden yaratması, temizlemesi, güçlendirmesi ve “tüm gerçeğe yöneltmesi” (Yuhanna 16:13; aynı zamanda bakınız Titus 3:4-7) için yüreklerine Kutsal Ruh’u göndereceğini vaat etti. Bundan sonraki bir kaç derste Tanrı isterse, tüm bunların Yeruşalim’de tam olarak nasıl yerine geldiklerini göreceğiz. İsa gökyüzüne yükseldikten on gün sonra Kutsal Ruh aşağıya, yeryüzüne geldi ve aynen İsa’nın vaat etmiş olduğu şekilde İsa’nın tüm öğrencilerinin yüreklerinde yaşamaya başladı.
Daha sonraki bir programda, öz-merkezli bir günahkarı Tanrı’yı seven ve O’nu hoşnut etmeyi arzu eden bir kişiye dönüştürebilecek olan bu Yardımcı, Kutsal Ruh hakkında daha fazla bilgi edineceğiz. Ama şimdi İsa, öğrencileri ile birlikte son akşam yemeğini yedikten sonraki o olağanüstü gecede neler olduğunu görmek amacı ile tekrar Müjde’ye geri dönelim.
Kutsal Yazılar şöyle diyor:
(Matta 26) 30 İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı’na doğru gittiler. 31 Bu arada İsa öğrencilerine, ‘Bu gece hepiniz benden ötürü sendeleyip düşeceksiniz’ dedi. ‘çünkü şöyle yazılmıştır: ‘Çobanı vuracağım, sürüdeki koyunlar darmadağın olacaklar.’ 32 Ama ben dirildikten sonra Celile’ye gideceğim.’ 33 Petrus O’na, ‘Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de, ben asla düşmem’ dedi. 34 ‘Sana doğrusunu söyleyeyim’ dedi İsa, ‘Bu gece horoz ötmeden önce beni üç kez inkar edeceksin.’ 35 Petrus, ‘Senin ile birlikte ölmem gerekse bile seni asla inkar etmem’ dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söylediler.
36 Sonra İsa öğrencileri ile birlikte Getsemani denilen yere geldi. Öğrencilerine, ‘Ben şuraya gidip dua edeceğim. Siz burada oturun’ dedi. 37 Petrus ile Zebedi’nin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye, ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı.38 Onlara, ‘Ölesiye kederliyim’ dedi, ‘Burada kalın, benim ile birlikte uyanık durun.’ 39 Biraz ilerledi, yüz üstü yere kapanıp dua etmeye başaldı. ‘Baba’ dedi, ‘Mümkün ise, bu kase benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin isteğin olsun.’
Burada kısa bir süre için ara verelim. İsa’nın içmekten çekindiği bu elem kasesi nedir? İsa, neden ölesiye kederli olacak kadar ağır bir üzüntü duydu? İsa, hayal bile edilemeyecek kadar büyük bir sıkıntı içindeydi, çünkü Adem oğullarının günahının cezasını yüklenmek için katlanması gereken zamanın geldiğini biliyordu! Tanrı’nın tüm peygamberlerinin önceden bildirmiş oldukları o saat gelmişti! İnsanlar Kurtarıcıya işkence edecekler ve O’nu bir çarmıha çivileyeceklerdi. Ama İsa için en dehşet verici olan, O’nu seven ve O’nun da Kendisini seven göklerdeki Babası Tanrı’nın tüm dünyanın günahlarının cezasını O’nun üzerine yükleyecek olduğunu bilmesiydi! İşte İsa’nın dua ederken söylediği sözlerin nedeni budur. “Baba, mümkün ise bu kase (kavranılması mümkün olmayan acı) benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.”
Daha sonra Kutsal Yazılar şu olayları bildirir:
(Matta 26) 40 Öğrencilerin yanına döndüğü zaman, onları uyumuş buldu. Petrus’a, ‘Demek ki, benim ile birlikte bir saat uyanık kalamadınız!’ dedi. 41 Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.’ 42İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. ‘Baba’ dedi, ‘Eğer ben içmeden bu kasenin uzaklaştırılması mümkün değil ise, senin istediğin olsun.’ 43 Geri geldiğinde, öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. 44 Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözler ile üçüncü kez dua eti. 45 Sonra öğrencilerine, ‘Hala uyuyor, dinleniyor musunuz?’ dedi. ‘İşte saat yaklaştı. İnsanoğlu günahkarların eline veriliyor. 46 Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!’
47 İsa daha konuşurken, Onikiler’den biri olan Yahuda (İskariot) geldi. Yanında, baş kahinler ile halkın ileri gelenleri tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı. 48 İsa’ya ihanet eden Yahuda, ‘Kimi öpersem, İsa O’dur. O’nu tutuklayın’ diye onlar ile sözleşmişti. 49 dosdoğru İsa’ya gidip, ‘Selam Rabbi!’ diyerek O’nu öptü. 50 İsa, ‘arkadaş, ne yapacaksan yap!’ dedi. Bunun üzerine adamlar yaklaştı. İsa’yı yakalayıp tutukladılar.
51 İsa ile birlikte olanlardan biri, ani bir hareket ile kılıcını çekti, baş kahinin kölesine vurup kulağını uçurdu. 52 O zaman İsa ona, ‘Kılıcını yerine koy!’ dedi. ‘Kılıç çekenlerin hepsi kılıç ile ölecek. 53 Yoksa Babam’dan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. 54 Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?’
(Matta 26) 55 Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: ‘Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalar ile yakalamaya geldiniz? Her gün tapınakta oturup öğretiyordum, beni tutuklamadınız. 56 Ama bütün bunlar peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye oldu.’ O zaman öğrencilerin hepsi O’nu bırakıp kaçtı. 57 İsa’yı tutuklayanlar, O’nu baş kahin Kayafa’ya götürdüler. Din bilginleri ile ileri gelenler de orada toplanmışlardı.
Böylece bu gün İsa’nın Kendisini nasıl O’nu öldürmek isteyen kişilerin eline teslim ettiğini gördük. Belki birinin aklına şöyle bir soru gelebilir: ‘İsa neden Kendisinin düşmanlarının eline düşmesine izin verdi? Rüzgarı durduran, cinleri kovan, körlerin gözlerini açan ve ölüleri dirilten, Kendisini düşmanlarının elinden neden kurtarmadı? İsa’nın Kendisi, bu sorunun yanıtını bize verdi. Öğrencilerinden biri İsa’yı korumak için girişimde bulunduğu zaman, İsa ona şöyle dedi:
“Kılıcını yerine koy! Ben, Babam’dan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?” (Matta 26:52-54)
İsa neden düşmanlarının O’nu tutuklamalarına izin verdi? Mesih’in acı çekmesi ve günahı kaldıran bir kurban olarak Kanını dökmesi gerektiğini önceden defalarca bildiren Peygamberlerin Yazılarının yerine gelmesi için izin verdi. Doğru Kurtarıcının, biz doğru olmayanları Tanrı’ya kavuşturması için ölmesi gerekiyordu. İsa Mesih peygamberlerin sözlerin yerine gelmesi için dünyaya geldi. Kurban edilen koyunların ne anlam ifade ettiklerini açıklamak için geldi. O, sizi ve beni günahlarımızdan kurtarmak için geldi. Düşmanlarının O’nu tutuklamalarına izin vermesinin nedeni işte budur. İsa sizin için ve benim için yaşamını verdi. Bize böyle bir Kurtarıcı gönderdiği için Tanrı’ya övgüler olsun!
Sevgili dostlar, bu günkü yayınımıza burada son vermemiz gerekiyor. Baş kahinlerin, Yeruşalim halkının ve halkın ileri gelenlerinin İsa’yı yargılamak ve mahkum etmek ve böylece peygamberlerin sözlerini yerine getirmek için nasıl bir araya geldiklerini görmek amacı ile hazırladığımız bir sonraki dersimizde bize tekrar katılmanızı umut ediyoruz.
Siz, İsa’nın öğrencilerine söylemiş olduğu şu sözleri hatırlarken Tanrı sizi bereketlesin.
“Canımı tekrar geri almak üzere veririm. Canımı kimse benden alamaz, ben onu kendiliğimden veririm.” (Yuhanna 10:17, 18)