Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Çoğunuzun bildiği gibi, Kutsal Yazılarda yaptığımız yolculukta şu anda İsa Mesih hakkındaki İyi Haber’i anlatan Müjde kitabından okumaktayız. İsa Mesih, Adem çocuklarını Şeytan, günah ve sonsuz yargının egemenliğinden kurtarmak için dünyayı ziyaret eden Kurtarıcı’dır.
Son bir kaç programımızda, İsa’nın nasıl Yahudiler’in ülkesindeki her yere yolculuk ettiğini, kalabalıklara öğrettiğini, ve hastaları iyileştirdiğini görmüştük. Bu nedenle, O’nu büyük bir kalabalık izledi. Ama her şeye rağmen, din önderlerinin çoğu O’nu kıskandılar. Çünkü hem O’nun konuştuğu bilgeliği yalanlayamadılar hem de yaptığı mucizeleri inkar edemediler.
Bugün, Müjde kitabını okumaya devam edeceğiz ve din önderlerinin Şabat Günü ile ilgili olarak Rab İsa’ya nasıl karşı çıktıklarını göreceğiz. Şabat, haftanın yedinci günüydü; Tanrı bu günü Yahudiler’e, altı gün çalıştıktan sonra bir dinlenme günü olarak verdi. Ama o dönemin din önderleri olan Ferisiler, İsa’yı Şabat Günü’nü ihlal etmekle suçladılar, çünkü İsa Şabat Günü iyi işler yaptı. Bu suçlamayı O’nun itibarını düşürmek için bir bahane olarak kullanıyorlardı, çünkü O’nu suçlamak için herhangi kötü bir davranışını bulamıyorlardı.
Matta Müjdesi’nin on ikinci bölümünü okuyalım. Kutsal Yazılar şöyle der:
(Matta 12) 1O sıralarda bir Şabat günü, İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri acıkınca, başakları koparıp yemeye başladılar. 2Bun gören Ferisiler İsa’ya, ‘Bak, öğrencilerin Şabat günü yasak olanı yapıyor’ dediler. 3İsa onlara,, ‘Davut ile yanındakiler acıkınca Davut’un ne yaptığını okumadınız mı?’ diye sordu. 4“Tanrı’nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak olan, ancak kahinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yedi. 5Ayrıca kahinlerin her hafta tapınakta Şabat Günü ile ilgili buyruğu çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa’da okumadınız mı? 6Size şunu söyleyeyim, burada tapınaktan daha üstün bir şey var. 7Eğer siz, ‘ Ben kurban değil, merhamet isterim’ sözünün anlamını bilseydiniz, suçsuzları yargılamazdınız. 8Çünkü İnsanoğlu Şabat Günü’nün de Rabbidir!”
İsa’ya, Kutsal Yazılarda yüzlerce ad ve unvan verilmiştir. Kendisine verilen bu ünvanlardan biri olan İnsanoğlu ünvanı İsa tarafından sık sık kullanıldı. Bu “İnsanoğlu” ünvanı, bize, Mesih’in Adem’in bir oğlu biçimine bürünerek Kendisini alçalttığını hatırlatır. Ve aynı zamanda bize O’nun yüceliğini de açıklar, çünkü bir insana benzeyerek Kendisini alçaltan bu Kişi, Adem’in bütün çocukları üzerinde tüm yetki ve yargıya sahip Olan ile aynı Kişi’dir! Bu konu üzerinde düşünün! Tanrı’nın Sözü, Ruh’u, gücü ve yüceliği yeryüzüne geldi ve bir insanın bedenini aldı! Evet, İsa Mesih İnsanoğlu’dur, Şabat Günü’nün Rabbidir ve her şeyin Rabbidir! Ama tüm bu gerçeklere rağmen Ferisiler, İsa’nın gerçek kimliğini kabul etmediler.
Şimdi bundan sonra olanlara kulak verelim. Kutsal Yazılar şöyle diyor:
(Matta 12) 9İsa oradan ayrılıp onların havrasına gitti. 10Orada eli sakat bir adam vardı. İsa’yı suçlamak amacı ile kendisine, ‘Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa’ya uygun mudur?’ diye sordular. 11İsa onlara şu karşılığı verdi: “Hanginizin bir koyunu olur da, Şabat Günü çukura düşerse onu tutup çıkarmaz?12İnsan koyundan çok daha değerlidir. Demek ki Şabat Günü iyilik yapmak Yasa’ya uygundur!” 13Sonra adama, ‘Elini uzat!’ dedi. Adam elini uzattı. Eli öteki gibi yine sapasağlam oluverdi. 14Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa’yı yok etmek için anlaştılar. 15İsa bunu bildiği için oradan ayrıldı. Bir çok kişi ardından gitti. İsa hepsini iyileştirdi.
Ferisilerin İsa’yı yanlış yapmakla nasıl suçladıklarını görüyoruz, çünkü İsa onların geleneklerine saygı göstermedi. Ne büyük bir iki yüzlülük! Bu din önderleri açlara ya da hastalara hiç merhamet duymuyorlardı, ama yine de insanların Şabat Günü iyi işlerin yapılmasını yasaklayan kendi insan geleneklerinin Tanrı’dan geldiğine inanmalarını istiyorlardı. Ama onların kötü yüreklerini bilen İsa onlara, Tanrı’nın, Kutsal Yazılarda duyurduklarını şu sözler ile hatırlattı: “Eğer siz, ‘Ben kurban değil, merhamet isterim!’ sözünün anlamını bilseydiniz, suçsuzları yargılamazdınız. Çünkü İnsanoğlu, Şabat Günü’nün de Rabbidir.”
Kutsal Yazılarda söylenenleri okumaya devam edelim:
(Matta 12) 22Daha sonra İsa’ya kör ve dilsiz bir cinli getirdiler. İsa adamı iyileştirdi. Adam konuşmaya, görmeye başladı. 23Bütün kalabalık şaşırıp kaldı. “Bu Davut’un Oğlu olabilir mi?” diye soruyorlardı. 24Ferisiler bunu duyunca, ‘Bu adam cinleri, ancak cinlerin önderi Baalzevul’un gücü ile kovuyor’ dediler. 25 Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: “Kendi içinde bölünen ülke yıkılır. Kendi içinde bölünen kent ya da ev ayakta kalamaz.26 Eğer Şeytan Şeytan’ı kovarsa, kendi içinde bölünmüş demektir. Bu durumda onun egemenliği nasıl ayakta kalabilir? 27Eğer ben cinleri Baalzevul’un gücü ile kovuyorsam, sizin adamlarınız kimin gücü ile kovuyor? Bu durumda sizi kendi adamlarınız yargılayacak. 28 Ama ben cinleri Tanrı’nın Ruhu ile kovuyorsam, Tanrı’nın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir.
(Yuhanna 5) 1İsa bundan sonra Yahudiler’in bir bayramı nedeni ile Yeruşalim’e gitti. 2Yeruşalim’de Koyun Kapısı yanında İbranice’de Beytesta denilen beş eyvanlı bir havuz vardır. 3-4 Bu eyvanların altında kör, kötürüm, felçli hastalardan bir kalabalık yatardı
5Orada otuz sekiz yıldır hasta olan felçli bir adam vardı. 6 İsa hasta yatan bu adamı görünce, ve uzun zamandır bu durumda olduğunu anlayınca, ‘İyi olmak ister misin?’ diye sordu. 7Hasta şöyle yanıt verdi: “Efendim, su çalkalandığı zaman beni havuza indirecek bir kimsem yok, tam gireceğim an benden önce bir başkası giriyor.” 8İsa ona, ‘Kalk, şilteni topla ve yürü’ dedi. 9Adam o anda iyileşti. Şiltesini toplayıp yürümeye başladı. O gün Şabat Günü’ydü. 10 Bu yüzden Yahudi yetkililer iyileşen adama, ‘Bugün Şabat Günü’ dediler, ‘Şilteni toplaman yasaktır.’ 11Ama adam onlara şöyle yanıt verdi: “Beni iyileştiren kişi bana, ‘Şilteni topla ve yürü’ dedi. 12Sana, şilteni topla ve yürü diyen adam kim? diye sordular. 13İyileşen adam ise O’nun kim olduğunu bilmiyordu. Orası kalabalıktı, İsa da çekilip gitmişti.
14İsa daha sonra adamı tapınakta buldu. ‘Bak, iyi oldun. Artık günah işleme de başına daha kötü bir şey gelmesin’ dedi. 15Adam gidip Yahudi yetkililere kendisini iyileştirenin İsa olduğunu bildirdi. 16Şabat Günü böyle şeyler yaptığı için İsa’ya zulmetmeye başladılar. 17Ama İsa onlara şu karşılığı verdi: “Babam hala çalışmaktadır. Ben de hala çalışıyorum.” 18İşte bu nedenle, Yahudi yetkililer O’nu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat Günü düzenini bozmak ile kalmamış, Tanrı’nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı’ya eşit kılmıştı.
Burada duralım ve biraz ara verelim. Din önderleri İsa’ya neden zulmettiler ve O’nu öldürmek istediler? İsa, Şabat Günü felçli adamı iyileştirdiği için mi? Hayır, gerçek neden bu değildi. İsa’yı öldürmek istiyorlardı, çünkü İsa, Tanrı’nın kendi Babası olduğunu söylemişti. Din önderleri, İsa’nın, Tanrı’nın huzurundan gelen Mesih olduğunu kabul edemediler. Bu yüzden İsa’yı Tanrı’ya hakaret ve küfür etmek ile suçladılar ve O’nu yok etmek istediler.
Ama Kutsal Yazılar şöyle yazar:
(Yuhanna 5) 19İsa, Yahudi yetkililere şöyle karşılık verdi: “Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul Baba’nın yaptıklarını görmedikçe, kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar. 20Çünkü Baba Oğul’u sever ve yaptıklarının hepsini Oğul’a gösterir. Siz şaşasınız diye O’na bunlardan daha büyük işler de gösterecektir. 21Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam veriyorsa, Oğul da dilediği kimselere yaşam verir. 22Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul’a veriştir. 23Öyle ki, herkes Baba’yı onurlandırdığı gibi Oğul’u da onurlandırsın. Oğul’u onurlandırmayan, O’nu gönderen Baba’yı da onurlandırmaz.
24Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.
31Eğer kendim için ben tanıklık edersem, tanıklığım geçerli olmaz. 32ama benim için tanıklık eden başka biri vardır. O’nun benim için ettiği tanıklığın geçerli olduğunu bilirim. 33Siz Yahya’ya adamlar gönderdiniz, o da gerçeğe tanıklık etti. 34İnsanın tanıklığını kabul ettiğim için değil, kurtulmanız için bunları söylüyorum. 35Yahya, yanan ve ışık saçan bir çıraydı. Sizler onun ışığında bir süre için coşmak istediniz. 36Ama benim, Yahya’nınkinden daha büyük bir tanıklığım var. Tamamlamam için Baba’nın bana verdiği işler şu yaptığım işler beni Baba’nın gönderdiğine tanıklık ediyor. 37Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir. Siz hiç bir zaman ne O’nun sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz. 38O’nun sözü sizde yaşamıyor. Çünkü O’nun gönderdiği kişiye iman etmiyorsunuz.39 Kutsal Yazıları araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığı ile sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardı!40 Öyleyken siz, yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz. 41İnsanlardan övgü kabul etmiyorum. 42Ama ben sizi bilirim, içinizde Tanrı sevgisi yoktur. 43Ben Babamın adına geldim, ama beni kabul etmiyorsunuz. Oysa başka birisi kendi adına gelirse, onu kabul edeceksiniz. 44Birbirinizden övgüler kabul ediyor, ama tek olan Tanrı’nın övgüsünü kabul etmeye çalışmıyorsunuz. Bu durumda nasıl iman edebilirsiniz?
45Babanın önünde sizi suçlayacağımı sanmayın. Sizi suçlayan, umut bağladığınız Musa’dır. 46Musa’ya iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz. Çünkü O benim hakkımda yazmıştır. 47Ama onun yazılarına iman etmezseniz, benim sözlerime nasıl iman edeceksiniz?
Rab İsa’nın O’nu öldürmek isteyen Ferisileri nasıl payladığını işittiniz mi? Rab İsa, onlara Tanrı’nın gökyüzünden gönderdiği Mesih’i reddeden kişinin Mesih’in benzersiz sözlerini ve eşsiz işlerini, Yahya peygamberin tanılığını, Musa peygamberin tanıklığını ve Kutsal Yazıların tanıklığını reddettiğini anlattı. Kısaca, Mesih’i reddeden kişi, Tanrı’nın Kendisini reddeder. Oğul’u onurlandırmayan O’nu gönderen Baba’yı da onurlandırmıyor demektir. İsa’nın sözünü ve yetkisini reddetmek, Tanrı’nın sözünü ve yetkisini reddetmektir. Çünkü İsa Tanrı’nın, kendisine tüm yargı ve yetkiyi emanet ettiği Kişi’dir ve Tanrı’nın Sözü’dür.
Tanrı’ya ve O’nun peygamberlerine gerçekten inanan herkes, aynı zamanda İsa’nın gökyüzünden gelen Mesih olduğuna da inanacaktır. Çünkü Tanrı’nın tüm peygamberleri O’na tanıklık ettiler. Peygamberlerin yazılarını bilen ve onlara inanan kişiler, aynı zamanda Meryem oğlu İsa’nın Tanrı’nın dünyanın Kurtarıcısı olması için seçtiği Kişi olduğuna da inanırlar. İsa, din önderleri ile konuşurken onlara söylediği buydu.
(Yuhanna 5) 39 Kutsal Yazıları araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığı ile sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu Yazılardır.40 Öyleyken siz yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz. 45Baba’nın önünde sizi suçlayacağımı sanmayın. Sizi suçlayan umut bağladığınız Musa’dır! 46 Musa’ya iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz. Çünkü o benim hakkımda yazmıştır. 47 Ama onun yazılarına iman etmezseniz, benim sözlerime nasıl iman edeceksiniz?
Ah keşke, her birimiz bu sözlerin üstünde özenle düşünebilsek! Çünkü Tanrı bu sözlerin anlamlarını kavrayabilmemiz için bize anlayış vermek istiyor! Tanrı, yüreklerimizde gerçeğin egemen olmasını istiyor. Eğer peygamberlere inandığımızı söylüyorsak, o zaman onların tanıklık ettiği Kişi’ye, yani, İsa Mesih’e inanmamız gerekir! Sevgili dostlar, sizleri şu soru ile baş başa bırakıyoruz: Peygamberlere gerçekten inanıyor musunuz? (“ler” çoğul eki vurgulanmıştır). Pek çok kişi, insanların tanıklığına hemen inanır, ama ne gariptir ki, Kutsal Yazıları yazan Tanrı’nın pek çok peygamberinin onaylanan tanıklığına inanan kişilerin sayısı çok azdır. Bu konuda siz nasıl düşünüyorsunuz? “Peygamberlere inanıyor musunuz?” (Elçilerin İşleri 26:27)
Sevgili dinleyiciler, bugün burada sizler ile vedalaşmamız gerekiyor, çünkü zamanımız doldu. Ancak yine de, bir sonraki derste İsa Mesih’in harika öyküsünü okumaya devam ederken bize katılmanız için size davette bulunuyoruz.
Siz, Rab İsa’nın Ferisiler’e söylediği sözler üzerinde düşünürken, Tanrı sizi bereketlesin ve size konuşsun.
“Ama peygamber Musa’nın yazılarına iman etmezseniz, benim sözlerime nasıl iman edeceksiniz?” (Yuhanna 5:47)